4 Mart 2019 Pazartesi

Lis'in annesi ve Staretz

Karamazov Kardeşler romanında, tekerlekli sandalyede yaşayan genç kız Lis'in annesi ve rahip Staretz arasında geçen, 'ahiret ve ruhun ölümsüzlüğü' konularına değinen bir diyalog:

"...Bazen gözlerimi kapayıp, herkes inanıyor ama, bu iman nasıl doğdu, diye düşünüyorum.      Bazıları inancın güya korkunç birtakım tabiat gösterilerinin verdiği ürküntüden doğduğunu, aslında inanacak bir şey olmadığını iddia ediyor. Kendi kendime düşünüyorum: Ömrüm boyunca inanarak yaşadım, ya ölünce hiçbir şey bulamazsam? Bir yazarın dediği gibi, " Sadece mezarımda dulavrat otları biterse..." Korkunç değil mi! İmanımı nasıl yeniden kazanabilirim? Ben, ancak çocukken hiçbir şey düşünmeden, körü körüne inanırdım. Şimdi nasıl, neyle bir ispat bulabilirim? Ayaklarınıza kapanıp bunu yalvararak istemek için size geldim. Bu fırsatı kaçırırsam hayatımda bir daha kimse bana cevap veremez. Bir ispat, inandırıcı bir delil arıyorum. Ne kadar bedbaht olduğumu anlatamam. Bakıyorum kimsenin umurunda değil, hemen hemen kimsenin düşündüğü yok, yalnız ben dayanamıyorum. Büyük bir azap bu!
- Süphesiz çok büyük bir acı. Fakat ispatı imkânsız; tecrübe ile kanaat getirebilirsiniz.
- Nasıl, ne şekilde?
- Sevgiyle... Yakınlarınızı daima artan bir gayretle sevmeyi deneyin. İçinizdeki sevgi çoğaldıkça Tanrı'nın varlığına da, ruhun ölmezliğine de kanaat getirmeye başlarsınız. İnsanları sevmekte tam bir fedakârlığa varabilirseniz ve kesinlikle inanırsanız, ruhunuz artık hiçbir şüpheyle kararmaz. Bu denenmiştir, tereddütsüz böyledir..."







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Susmak