Bilim tarihinde, yaklaşık olarak 2000 yıl süren dogmatik bilim anlayışı, 17. yüzyılda modern bilimin doğuşuna dek, varlığını korumuştur. Yani, modern bilim çağına dek doğa filozofları arasında Aristoteles kozmolojisi geçerliliğini korumuş, gökyüzünün, eksiksiz, kusursuz ve değişmez olduğuna inanılmıştır. Bu bağlamda, değişmekte olan şeylerin, Evrenin merkezi olduğu düşünülen Yer’de meydana geldiği ve Dünya’daki fizik yasalarının, Göktekilerden ayrı olduğu düşünülmüştür. Galilei’nin hareketin ve değişimin nedensel etkilerini araştırdığı deneysel ve matematiksel çalışmaları, bilim tarihinde Aristotelesçi anlayışın aşılmasında en önemli kilometre taşlarından birisi olmuştur. Galilei, gerçeğe mantık yoluyla ulaşılabileceğini ve mantıksal ilişki örüntülerinin doğadaki olaylara uygulanarak, doğadaki değişimin ve oluşun akla uygun olarak açıklanabileceğini düşünmüştür. Bu görüş, klasik Platonculuk’u yeniden canlandırmıştır. Galilei, Aristoteles’in görüşlerine karşı çıkmış ve şu ifadeleri kullanmıştır: “Aristoteles yaşasa ve teleskop aracılığıyla ortaya çıkarılan görüntüleri görseydi, duyuların tanıklığına her zaman itibar etmiş olan bu büyük filozof, görüşlerini derhal değiştirirdi.”
Görsel:https://www.ekopangea.com/2017/09/04/galileo-galileinin-jupiterin-dort-uydusunu-kesfi/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder