6 Şubat 2019 Çarşamba

Distopya

Distopyalarda herkes uyurgezer gibidir. Karanlıklar içinde yolunu bulamaz. Uyurgezerler saf tutar her yerde. Gezerken uyuyanlar, tehlikeler karşısında ne uyanmak isterler, ne de uyarılmak. Bu dönemlerde karanlıktan beslenmek moda olur, dolayısıyla tüm ışıklar kapatılır. Yarasalar ülkesine döner distopik toplumlar. Böyle bir toplumda yaşadığınızı farz edin. Düşlerinizde size en karanlık rüyaları göstermek isteyenler, gözünüzü açtığınızda da güneşinize örtü örterler. Ne yapacağınızı şaşırırsınız; karanlıkta kanınızı emen vampirler, ışığınızı da çalarlar. Bir bakarsınız ki; yarınlarınız karanlık dehlizlerde boğulmuştur. Bir gün çaldığınız emaneti geri almanız gerekebilir halbuki. Işığı tekrar özgür bırakarak. O zaman sizi hangi karanlık örtebilir ki? Kuşkusuz ki apaçık gerçekler ve bembeyaz umutlar, karanlığın üzerinde birer nurdurlar. Öyle değil mi? O nur da ancak bir ütopya olabilir. Zulmetle aydınlığın bitmeyen savaşı... C.A.G.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Susmak