10 Ocak 2019 Perşembe

Olmayana Ergi Metodu

Olmayana ergi; matematikte ve doğa bilimlerinde, hatta sosyal bilimlerde ve teolojik meselelerde ispatlı olarak çözülmesi zor problemleri tersinin yanlış olacağını göstererek çözme yöntemidir. Bir şeyin neden öyle olduğunu, tersinin mümkün olmadığının ispatı ile açıklar. Bunun matematiksel bir örneği olarak asal sayıların neden sonlu değil de sonsuz sayıda olduğunu gösteren yöntemden biliyoruz. Bunun yanında , yöntemi felsefi problemlerin çözümüne uygulayanlar da olmuştur. Örneğin ; Leibniz (1646-1716)'in ünlü sorusunu ele alalım. "Neden hiç bir şey yok da bir şey var ?" Soru ontolojik bir probleme yanıt arayışının sonucu. Yani , "Homo Sapiens Sapiens " bir başka deyişle, "düşündüğünün üstüne düşünebilen insan"ın epistemolojik kavramlar oluşturması süreci içerisinde öncellediği bir ontolojik problematik. Son tahlilde, insanın (düşünenlerin) en temel merakının  modern bilimin doğduğu varsayılan 17 .yüzyılda tekrar ele alınması ile ortaya çıkmış bir refleksiyon.
İşte, insan (meraklı) sormuştur hep. "Ben neden varım? Evrendeki yerim ne? Yaşamamın anlamı ne?" Sonra , bu soruya cevap vermeye başlamıştır kimileri: "Tanrı öyle istedi." "Tanrı ışık olsun dedi. Işık oldu." "Gökler ve yer altı günde yaratıldı." vs... Hatta, bunun farklı bir varyasyonunun da "Hikmetinden sual olunmaz" yargısının, meraklı zihinlere karşı, muhakeme ve felsefeye ket vurma arayışının basitleştirilmiş bir mottosu olduğu söylenebilir. "Neden bir şey var?" sorusu için Leibniz geniş kapsamlı bir felsefî analiz yapar ve kozmolojik bir delille meseleye el atar. Bu delile göre Leibniz, neden bir şeylerin var olduğunu, mantığın çelişmezlik ve yeter-sebep ilkelerine bağlar. Birinci ilkeye göre, içinde çelişme olan bir önerme yanlış, onunla çelişkili olan önerme de doğrudur. Yeter-sebep ilkesi de, bir olgunun niçin böyle olup da başka türlü olmadığının açıklandığı mantıksal bir ilkedir. Leibniz'e göre, ne tikel (ya da bireysel) olarak ne de bir bütün (tümel) olarak var olan şeylerin kendilerinde, varoluşlarının yeter sebebi bulunamaz. Leibniz’e göre Evren'i oluşturan durumlar ve şeylerden farklı, kendisinin hiçbir sebebi olmayan ve Evren'deki her şeyin sebebi olan mutlak-metafizik zorunlu bir varlık var olmalıdır. Ona göre mevcut Evren, mutlak ve metafizik olarak zorunlu değildir. (Yani,isteseydi, Tanrı Evren'i yaratmazdı. Böyle bir zorunluğu yoktu.) Çünkü, var olma, ona göre yokluğa zıt bir eylemlilik ve harekettir. Sonuç olarak, Leibniz, fiziki zorunluluğu metafizik zorunluluğa dayandırır. Şeylerin son sebebinin zorunlu bir cevherde son bulması gerektiğini düşünür ve bu zorunlu cevhere , "Tanrı" der. Böylece, sınırsız ve kendisinden bağımsız hiçbir şeyin bulunmadığı Tanrı, bütün varlığın yeter sebebi olarak, hatta sadece varlıkların kaynağı değil, gerçek oldukları ölçüde özlerin, ya da imkân içinde gerçek olanın da kaynağı olarak ortaya çıkar. (Teorik olarak var olma mümkünlülüğün de kaynağıdır. Evrenin var olma teorisini ve pratiğini de "O" yaratmıştır. Ya da bu mümkünlülük onda zorunlu olarak vardır ) O olmasa, varlık, hatta imkân alanında gerçek hiçbir şey ortaya çıkmazdı.
İşte olmayana ergi metodunun ontolojik bir problematiğe ustaca uygulanışı. Ama bilimsel bir önermeye metafizik önermeyi karıştıran Leibniz , bilimle inancı birbirleriyle açıklamanın açık bir örneğini veriyor. Yani burada maddesel alemi, manevi alemle açıklayarak bilim dışı bir yorum ve açıklama yapıyor. Olmayana ergi metodu, deneysel ve matematiksel olarak spekülatif, tartışmaya açık bir yöntem olmamasına rağmen felsefenin alanına dahil edildiğinde, işte böyle içinden çıkılmaz bir totolojiye dönüyor.
Tanrı'nın varlığı, rasyonel bir akıl yürütme ile anlaşılabilir mi, anlaşılamaz mı ? Klasik ve modern bilim anlayışı bu problemi yüzyıllardır tartışıyor ve tartışmaya da devam edecek. Doğamız böyle. İnsan demek ,felsefe yapan , yani "düşündüğünün üstüne düşünen insan" demektir. Neden , "Homo neanderthalensis" değiliz de , "Homo Sapiens Sapiens'iz?" Bizim sorumuz da bu. Leibniz, hayatta olsaydı, bize cevap yazardı mutlaka...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Susmak